Türkiye’de Deniz Üstü Rüzgâr Enerji Santrali Projeleri

2 Mayıs 2023

Son yıllarda Türkiye’deki rüzgâr enerji santrali (“RES”) kurulu gücündeki artışla beraber deniz üstü (offshore) rüzgâr enerji santralleri (“DRES”) ile ilgili çalışmalar da hız kazanmıştır. Bu yazıda, Türkiye’de henüz uygulaması bulunmayan DRES yatırımları ile ilgili olarak geçmiş ihale tecrübeleri, Türkiye’deki ve dünyadaki mevcut durum ve DRES yatırımlarına ilişkin kritik konuları inceledik.

Türkiye’de RES Projelerinin Mevcut Durumu

Türkiye’de RES yatırımları son 10 senede oldukça ivme kazanmış ve 2013 yılında 2.760 MW olan RES kurulu gücü Nisan 2023 itibariyle 11.490 MW’a ulaşmıştır. Böylelikle RES kurulu gücünün toplam elektrik kurulu gücüne oranı %11 seviyesine gelmiştir. 2006 yılında yayımlanan Türkiye Rüzgâr Enerjisi Potansiyel Atlası’na göre Türkiye’deki RES kurulum potansiyeli, 38 GW karasal RES ve 10 GW DRES olmak üzere toplam 48 GW olarak belirlenmiştir. Yakın zamanda Dünya Bankası tarafından yapılan çalışmalarda ise Türkiye’nin deniz üstü rüzgâr potansiyeli 54 GW olarak öngörülmüştür. Bu doğrultuda, henüz DRES yatırımı bulunmayan Türkiye’nin yakın dönemde karasal RES yatırımlarındaki tecrübesini DRES yatırımlarına aktararak bu potansiyeli hayata geçirmesi enerji sektörünün hedeflerinden biri haline gelmiştir.

Türkiye’de karasal RES yatırımları büyük ölçüde lisanslı projeler ve Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (“YEKA”) projelerinden oluşmaktadır. 2017 yılında toplam 1.000 MW’lık kapasite tahsisi için YEKA RES-1 ihalesi, 2018 yılında ise Aydın, Balıkesir, Çanakkale, Muğla illerinde toplam 1.000 MW’lık kapasite tahsisi için YEKA RES-2 ihalesi tamamlanmıştır. En son yapılan YEKA RES ihalesi olan YEKA RES-3’te ise 20 ayrı bölge için toplamda 850 MW kapasite tahsis edilmiş ve ihale Haziran 2022’de tamamlanmıştır.

Karasal YEKA RES ihaleleri ile paralel olarak Haziran 2018’de ilk YEKA DRES projesi için ihale ilanına çıkılmıştır. Gelibolu, Saroz ve Kıyıköy’in aday bölgeler olarak belirlendiği ihalede toplam 1.200 MW kapasitenin tahsis edilmesi öngörülmüştür. İhalede tavan fiyat 8 ABD Dolar cent/kWh olarak belirlenmiş ve açık eksiltme usulü ile belirlenecek elektrik alım fiyatı üzerinden üretilen ilk 50 TWh elektriğe alım garantisi verilmiştir. Proje kapsamındaki yerli ekipman oranının en az %60, projede çalışacak kişilerin ise en az %80’inin Türkiye uyruklu olması öngörülmüştür. Ancak bu ihale, yeterli talebin olmaması sebebiyle iptal edilmiştir.

Türkiye’nin Uluslararası Kuruluşlarla İşbirlikleri

İlk DRES ihalesinin yeterli talebi görmemesi neticesinde yeni bir hukuki ve teknik altyapının oluşturulabilmesi için kamu kuruluşları tarafından DRES yatırımları alanında öncü ülkelerin kurumları ve uluslararası kuruluşlar ile çeşitli işbirlikleri yürütülmektedir. Bunların başında Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı (“ETKB”) ile Danimarka Enerji Ajansı (“DEA”) arasında 2019 yılında imzalanan işbirliği anlaşması gelmektedir. Bu kapsamda DEA’nın öncelikle bu konuda başarılı bir örnek olan Danimarka’daki sistem ışığında ihale prosedürü ve lisanslama süreçleri hakkında önerilerini paylaşması, sonrasında ise finansal çerçeve ve altyapı konularını ele alıp Türkiye’de DRES projeleri için bir yol haritası sunması hedeflenmiştir.

Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’nın desteği ve ETKB’nin koordinasyonu ile Türkiye’nin DRES alanındaki potansiyelini gösteren “Türkiye’nin Deniz Üstü Rüzgâr ve Dalga Enerjisi Potansiyelinin Tespiti ve Haritalandırılması (Identifying and Mapping Offshore Wind and Wave Energy Potential of Turkey) adlı proje gerçekleştirilmiştir. Bu proje kapsamında Türkiye geneli, yedi coğrafi bölge ve her bir il için ayrı ayrı rüzgâr atlasları oluşturulmuştur.

Türkiye’de DRES’lere ilişkin çalışma yapan bir başka kuruluş da Dünya Bankası’dır. Dünya Bankası’nın Enerji Sektörü Yardım Programı (ESMAP) Türkiye DRES Yol Haritası üzerine çalışmalar yürütmektedir. Henüz yayımlanmamış olan bu yol haritası DRES projeleri önündeki engelleri ele almakta ve kısa vadeli hedeflere ve yasal çerçeveye yönelik tavsiyelerde bulunmaktadır.

Türkiye ayrıca DRES projeleri için AB Katılım Öncesi Mali İşbirliği Aracı (“IPA”) kapsamında Avrupa Birliği fonları kullanımı ile Dünya Bankası ile anlaşmalar yapmaktadır. 4. Fazda olan bu plan ETKB’ye Dünya Bankası’na çevresel ve sosyal etkiler ve iş sağlığı ve güvenliği gibi konularda düzenli rapor sunma yükümlülüğü yüklemektedir.

Dünyada ve Türkiye’de DRES Hedefleri

Dünya’da DRES yatırımlarında artış göze çarpmaktadır. Özellikle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin enerji ihtiyaçlarını yenilenebilir enerji kaynaklarından karşılama hedefleri DRES yatırımlarına olan ilgiyi de artırmıştır. Dünya genelinde 2022 yılında 8.8 GW DRES kurulumu yapılmış ve toplam DRES Kurulu gücü 64,3 GW seviyesine ulaşmıştır. 2022 yılı sonunda toplam 906 GW’ye ulaşan RES Kurulu gücünün böylece %7,1’ini DRES’ler oluşturmuştur.

Avrupa bu artışta önemli pay sahibi olmakla birlikte Avrupa Komisyonu ayrıca DRES yatırımlarının uzun vadeli sürdürülebilirliğini desteklemek için özel bir AB stratejisi yayınlamıştır. Bu strateji 2030 yılı için 60 GW, 2050 yılı için 300 GW kurulu gücünde DRES hedeflemektedir.

Yukarıda bahsedildiği üzere ETKB, IPA ile işbirliği içinde Enerji Sektör Programı kapsamında çalışmalar yapmaktadır. Faz 4 kapsamında ETKB “Deniz Üstü Rüzgâr Enerjisi Saha Araştırma Çalışmaları”na devam etmektedir. Bu çalışma ile DRES için uygun sahalar belirlenip ETKB tarafından yeni bir DRES ihalesi gerçekleştirilmesinden önce potansiyel yatırımcılar için risklerin azaltılması hedeflenmiştir.

Yukarıda işbirlikleri ve yürütülen diğer teknik ve idari çalışmalar neticesinde 2022 yılında yayımlanan Ulusal Enerji Planında 2035 yılına kadar RES kurulu gücünün 24,6 GW karasal RES, 5 GW DRES olmak üzere toplam 29,6 GW’a çıkarılması hedeflenmektedir.

DRES Projelerinin Geliştirilmesine İlişkin Temel Konular

Yüksek maliyetler ve finansmana erişim

DRES yatırımları karasal RES yatırımlarına göre yüksek kurulum ve işletme maliyetleri gerektirmektedir. Bu nedenle yatırımcılar açısından en kritik konulardan biri finansman temini olmaktadır. 2020 yılı ve sonrasında mevzuatta yapılan değişikliklerle YEKA ihale ilanlarında tavan fiyatın Türk Lirası üzerinden belirlenmesine ve Yenilenebilir Enerji Kaynakları Destekleme Mekanizması (“YEKDEM”) ve yerli katkı fiyatlarının da Türk Lirası üzerinden uygulanmasına geçilmiştir.  Çeşitli ayarlamalara tabi olmakla birlikte temel olarak Türk Lirası bazlı bir alım garantisi, projelerin finansman yapılarında yönetilmesi gereken bir kur riskini gündeme getirmektedir. Diğer yandan geçmiş hukuki düzenlemeler DRES ihaleleri bakımından farklılaştırılmış bir başlangıç tavan fiyatı uygulanmasına imkan vermemekte iken 30 Nisan 2023 tarihli Cumhurbaşkanı Kararı ile DRES projeleri bakımından (i) ayrı bir YEKDEM fiyatı (144 TL kuruş/kWh), (ii) ABD Doları cinsinden taban ve tavan fiyatları getirilmiştir (sırasıyla 6,75 ABD Doları-cent/kWh 8,25 ABD Doları-cent/kWh) ve (iii) ayrı bir yerli katkı fiyatı (38,45 TL kuruş/kWh) getirilmiştir.

Yerlilik oranı koşulları

DRES yatırımları bakımından bir diğer kritik konu da YEKA ihalelerindeki yerlilik oranı şartlarıdır. Türkiye’de her ne kadar karasal RES projeleri bakımından sektörde ciddi bir tecrübe birikimi ve know-how ile üretim ve kurulum kapasitesi bulunsa da, aynı durum potansiyel DRES yatırımları bakımından mevcut değildir. Ayrıca yerli üretimi teşvik amacıyla getirilen yüksek yerlilik oranı koşullarının, yurt dışından yabancı ihracat kredi kuruluşlarının garantörlüğünde daha avantajlı koşullarda finansman temini imkânını zorlaştırmak yönünde bir yan etkisi söz konusu olabilmektedir.

İzinler ve ruhsatlar

2018 yılındaki ilk DRES ihalesi ile gündeme gelen bir başka engel de mevzuattaki belirsizlikler olmuştur. Kıyı Kanunu’nda13 Kasım 2018’de yapılan değişiklik ile YEKA’lardaki elektrik üretim santralleri ve enerji iletim hatları da kıyı ve denizde yapılabilecek yapılar kapsamına eklenmiştir. Bununla birlikte DRES projelerine ilişkin özel bir mevzuat bulunmamakta olup yatırım ve işletme bakımından alınması gereken izin ve ruhsatların net olarak belirlenebilmesi yatırımcılar açısından kritik bir konu olmaya devam etmektedir. DRES yatırımlarında öncü ülkelere bakıldığında izin ve lisans konularında denizcilik alanında düzenleyici kuruluşlardan alınması gereken izinlere ilişkin düzenlemeler göze çarpmaktadır. Türkiye’de denizlerin hızlı derinleşen yapısından dolayı DRES’lerin kıyıya yakın alanlarda kurulması gerekeceği göz önünde bulundurulduğunda deniz trafiği, turizm, çevresel etkiler, balıkçılık ve benzeri konular ile etkileşimin de izin ve lisanslar kapsamında ele alınması gerekmektedir. Derin denizlerde kuruluma elverişli yüzer temelli DRES’ler ise özellikle Ege Denizi’nde kıta sahanlığı ve münhasır ekonomik bölge tartışmalarını gündeme getirmektedir.

Teknik ön hazırlık ve saha çalışmaları

İlk DRES ihalesi ile gündeme gelen bir başka tartışma konusu ise deniz tabanı ve yüzeyine ilişkin olarak teknik ön hazırlık aşamalarının eksikliğidir. DRES yatırımlarında öncü ülkelerde sahaya yönelik ilk çalışmalar kamu tarafından yapılmakta ve bu ülkelerde potansiyel alanların kapsamlı bir “denizde mekânsal planlama” çalışması sonrasında belirlenmektedir. Ancak Türkiye’de henüz deniz alanlarının kullanımına ilişkin olarak bir “denizde mekânsal planlama” çalışması yapılmadığı ve yeterli ölçüm verisi bulunmadığı için, teknik ve ekonomik etütlere ilişkin sorumluluk yatırımcının üzerinde olmaktadır.

Sonuç

Türkiye’nin 2035 yılına kadar 5 GW DRES kurulu gücüne ulaşma hedefi düşünüldüğünde ilk DRES yatırımına yönelik çalışmaların önümüzdeki dönemlerde hız kazanması öngörülmektedir. İlk DRES ihalesinden çıkarılan dersler ile 2018 yılından beri yapılan işbirlikleri ve yürütülen teknik ve idari çalışmaların neticesinde önümüzdeki süreçte DRES yatırımları bakımından hem mevzuat hem de ihale yapısı anlamında gelişmeler beklenmektedir.

İletişim: